BMW markası zaman geçtikçe renkli ve modaya yakın bir hale geliyor. X6 ile SUV sınıfında yeni bir çağ açan Bavyeralılar, temmuz başında yollara çıkacak X4 ile şehir hayatına yerden yüksek ve sportif bir biçimde katılmak isteyenler için yeni bir alternatif sunuyor. X6 örneğinde X5'in daha sportif ve prestijli bir türevi söz konusuyken, X4'te de altyapı başka bir BMW SUV'undan, X3'ten alınmış. X3'ten 16 mm uzun olan yeni X numarasında yükseklikse X3'e göre 36 mm azaltılmış. Boyutlardaki değişimle birlikte eğimli tavan ve mümkün mertebe dış noktalara yerleştirilen büyük hava girişleri sayesinde tasarım ve etkileyicilik X3'e göre birkaç kademe yukarı taşınmış.
Aynı zamanda karoserdeki belirgin konturlar ve arka bölümdeki kıvrımlarla da rafine gölge ve ışık oyunları yaratılarak tasarımın monoton olmasının önüne geçilmiş, ki bu tarzı bundan sonra farklı BMW'lerde daha sık görebiliriz. Görünümü bir adım daha agresif ve iddialı hale getirmek isteyenler üstte gördüğünüz gibi M-Sport Paketi ve 20 inçlik alaşım jantlara başvurabilirler. X4'e bakıldığında ortaya çıkan sonucun BMW'nin GT denemelerinden çok daha çekici ve yerinde olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak Bavyera'dan gelen bu yeni BMW, etkileyici tasarımın her şeyin önünde tutulduğu bugünün otomobil dünyasında yalnız değil. Son yıllarda üretilen belki de her kompakt SUV'un eski görünmesine neden olan Range Rover Evoque, şüphesiz X4'ün en önemli hedefl erinden biri olacak. Ve bu yüzden de ilk randevunun bebek Range ile olması gerektiği konusunda hemfikiriz. 4,37 metrelik uzunluğuyla X4'ten tam 30 cm kısa olan Evoque, buna karşın 1,99 metrelik genişliği ve kale pencerelerini andıran dar cam yüzeyleriyle olduğundan çok daha büyük bir algı yaratıyor. X4, 1,88 metrelik genişliğiyle, karşılaştırmanın büyüğü olmasına rağmen Evoque karşısında arka planda kalıyor bile diyebiliriz.
İki SUV güzeline ilk adımı attığımızda küçük bir şaşkınlıkla karşı karşıya takılıyoruz. Aradaki ciddi uzunluk farkına karşın X4 ve Evoque'un yaşam alanları arasında çok ciddi bir fark yok. X4'ün ön koltuklarında oturma pozisyonu X3'e göre 2 cm alçalırken, sürüş hissi bir coupeye oldukça yakın. Kokpitte her şey yerli yerinde görünürken, parlak yüzeyler ve değerli kaplamalar şıklık ve kaliteyi arttırıyor. Arka koltuklara verilen form iki kişilik kullanıma daha uygun olsa da, X4 acil durumlarda üç kişiyi de misafir ediyor. Baş mesafesi boyu 1,90 metreye kadar olanlar için gerçekten de çok başarılı. Peki, eğimli, coupe tarzı tavan yapısına karşın bu nasıl sağlanıyor? Cevap çok basit: arka koltuklar X3'ten 28 mm derine monte edilmiş. Diz mesafesinde de cömert davranan X4, üç parça halinde katlanabilen arka koltukları ve 500 ile 1400 litre (X3: 550-1600 litre) arasında değişen bagaj hacmiyle kullanışlılığın her zaman tasarıma feda edilmek zorunda olmadığının canlı örnekleri arasına giriyor.
Evoque'ta da yaşam alanıyla ilgili kayda değer sıkıntılar yaşanmıyor. İyi şekillendirilmiş ön koltuklarla birlikte sürücü ve yolcu üst sınıf havasını solurken, arka bölümde baş mesafesi boyu 1,95 metreye kadar olanlar için bile sorunsuz. Buna karşın Evoque'un uzunluğundaki eksik (30 cm), kendini arkadaki yolcular için diz mesafesinde gösteriyor. Dikkat çekici tavan spoylerinin altındaki 420 ile 1445 litre arasında değişen bagaj hacmi ve koltukların iki parça halinde katlanabilmesi X4'ün gerisinde olsa da, genel yapı yeterince kullanışlı. Aynı şeyi geri görüş için söylemekse imkansız. Opsiyon listesindeki çevre görüş sisteminin 8 inçlik ekrana yansıttığı görüntüler bir teselli olurken, X4 de aslında bu konuda Evoque'tan çok iyi değil. Evoque, Britanyalı ve değerli olup insana kalite hissi veren neredeyse her şeyi opsiyonel de olsa sunmayı biliyor. Bunların arasında Oxford Derisi kaplı bir kokpit ve 825 Watt gücünde 16 hoparlörlü bir ses sistemi de yer alıyor. Kapılar açıldığında, LED huzmesiyle asfalta yansıtılan Evoque siluetiyse standart bir güzellik.
X4'ün şimdiye kadar kompakt sınıft aki 1 Serisi'nden üst sınıft aki 7 Serisi'ne kadar her sınıft a karşımıza çıkan tanıdık alternatifl erden oluşan motor mönüsünde 6 güç ünitesi arasından seçim yapmak mümkün. Benzinli cephesinde baz versiyonu 184 HP gücündeki 2.0 lt'lik 20i versiyonu oluştururken, aynı silindir hacmine sahip 28i'de güç 245 HP. 6 silindirli 35i'nin 306 HP'lik gücü 5,5 saniyelik 0-100 km/s hızlanması anlamına gelirken, 8 kademeli otomatik şanzıman tüm benzinli versiyonlarda standart. Dizellerde 20d kodlamasıyla satılan 190 HP gücündeki 2.0 lt'lik baz versiyon yeni bir üretimken, alüminyumdan üretilen bu motor standart olarak 6 ileri manuel şanzımanla birlikte geliyor. Sırasıyla 258 ve 313 HP güçlerindeki 30d ve 35d versiyonlarına hayat veren 3.0 lt'lik 6 silindirli dizelde 8 kademeli otomatik standart donanımda. Macerasına ilk etapta sadece 4 tekerlekten çekişli xDrive versiyonlarıyla başlayacak olan X4, ömrünün belki de tamamını şehirde geçirecek olsa da, yanal ve dikey eğimi ölçen bir gösterge ve pusula, olası "arazi çılgınlıkları" için düşünülmüş oyuncaklar olarak dikkat çekiyor.
Evoque, bu konuda X4'e göre biraz daha fazlasını sunmayı biliyor. Sonuçta ana marka Land Rover, arazi araçları konusunda dünyada en çok sözü geçenlerden biri ve Evoque bu ailenin en küçüğü de olsa DNA'larında bir şekilde off -road izleri bulunuyor. Su geçişlerinde suyun derinliğini ölçen ultrason sistemi, farklı arazi şartlarına uygun sürüş programları ve belki de en önemlisi Land Rover Freelander'dan geliştirilen altyapı… Bütün bunlar bir araya geldiğinde Evoque çok daha ilginç bir otomobil haline geliyor. Yüksek güç, bebek Range'de öncelikler arasında yer almıyor. Evet 240 HP gücündeki 2.0 lt'lik benzinli turbonun görev yaptığı Si4 versiyonu 7,6 saniyede 0-100 km/s hızlanmasını tamamlayarak beklentileri karşılıyor ve sonbaharda çıkacak 285 HP'lik yeni bir versiyonla daha fazlasını da sunacak. 150 ve 190 HP güçlerindeki 2,2 lt'lik dizellerde performans ikinci planda yer alıyor. 150 HP'lik dizeldeki eD4 versiyonu önden çekişle birlikte fiyat ve tüketim avantajı sunarken, ZF'nin 9 kademeli yeni otomatik şanzımanı önden çekişli dışındaki tüm Evoque versiyonlarında tercih edilebiliyor. Genel hatlarıyla bakıldığında ikili arasındaki farklar boyutların çok ötesinde. Evet, ikisi de çok gösterişli ve şehirli zenginlerin favorileri arasında yer almak için ortak güzelliklere sahipler. Ancak BMW, yerden yüksek bir 4x4 olsa da, sporcu ruhundan ödün vermiyor. Bunu donanımlardan motor seçeneklerine kadar görmek mümkün. Evoque ise, Range Rover'ın yeni dönemini başlatıp, genç kitlelere ulaşmasını sağlasa da, genlerinde hala bir off -road otomobili olduğunu belli eden detaylara sahip.
Güncelleme Tarihi: 02 Temmuz 2014, 02:30